Yönetilme arzusu, yönetme arzusunu karşısında bulduğu zaman ortaya çıkmakta olduğu, artık bilim tarafından kabul edilmekteymiş.
Neden bu istek?
Azameti ve gücü aramaya odaklanma, her nedense yaratılışımızın içgüdüsel bir parçası olarak görülmektedir. Düşünebilmeye, bilgiye ulaşmaya başladığımız andan itibaren, bir “üst” arayış devreye giriyor. İşte bilim adamlarının iddiası burada başlıyor. Sosyal genetik yapımız bunu arzu haline getirmekte olduğunu savunuyorlar…
İlkel zamanlardan beri bir güç arayışı tanrı kavramını ortaya atmıştır. İnsanoğlunun yönetme isteği ile yönetilme isteği paralellik göstermektedir.
Nedir bu?
Gücü hissetmek, gücün yanında durmak, güce ait olma isteği nasıl bu kadar güçlü bir arzuya dönüşmektedir?
Yönetilme isteği ve düzen ihtiyacı, iktidar merkezini oluşturuyor. Tarihsel sürecin içersinde insanların ortak inançları içgüdüleri bu iktidarı hep ayakta tutmaktadır. Başımızı kaldırdığımızda, yukarıdan bize bakmakta olan daimi bir güç varsaymak istiyoruz.
Elimizi açtığımızda, yukarıda, elimize bir şeyler koyabilecek bir "güç"ün olması gerekliliği inancına sarılıyoruz.
Bu iktidarları yaratabilmek için insanlar kendi aralarında çarpışır. Başarabilenler kendi iktidarları ile birlikte ayakta kalacaklarına inanmışlardır.
Bir yönetici düşünün, istediği her şeye ulaşabildiği halde hala eline bir şeyler bırakabilecek bir güç peşinde olsun…
Kendi inançlarını terk edip en yakın gücün iktidarını kabullenerek mutlak bir güç mutlak bir iktidar olma arzusu yönetilme isteğinin içinde gizlenmiş iktidar zehirlenmesi olamaz mı?
İnsan ruhunun bu alışverişi öncelikle rüşveti, yolsuzluğu ve ihaneti peş peşe getirecektir.
Günümüzden örneklemeler yapabiliriz.
Muhalefet partisinden Seçilmiş bir belediye başkanının İktidar partisine geçme arzusu. Yönetilme isteklerine cevap ararken, bir yandan da iktidarın yanında ya da yakınında olma isteği. Bu yolda vereceği mücadele de bütün ensturmanlarını kullanacaktır. Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, adam satma, başlıca sayabileceklerimizdir.
Politika biseksuel bir kavram mı?
Vallahi bana biraz öyle geliyor. Yönetilme isteği biraz da iktidar olma ya da yakın durma arzusuyla bir paralellik yaşadığına eminim.
Siyasi yönden baktığımızda;
Yukarıda saydığımız kavramlardan sıyrılmış insanlar lider oluyor. Sıyrılamayanlarda biseksüel politikaların peşinden gidiyor…