Dernek Başkanı Süleyman Toygar Derneğin kuruluş amacı ve yapılacak çalışmalar ile ilgili bilgilendirme yaptı.Toygar konuşmasında;
Derneğimizi kurduk. Dernek yönetimimizde 11 değerli işadamı arkadaşımız var. Bir tane profesörümüz, on tanede işadamımız var. Bilindiği gibi, Dünyamızda küresel ısınma var. Bu sebepten dolayı kuraklık, seller, doğal afetler sebebiyle, dünyada bir açlık söz konusu, bu sebepten dolayı da, GDO’ lu ürünler yediriliyor bize. Bununla birlikte, hastalıklar üretildi. Bunlar için böcekler üretildi. Bunlar için pepsinler(ilaçlar) üretildi.
NE YAZIK Kİ ÜLKELERİN BİR ÇOĞU KÖLELEŞTİRİLDİ
Ve ne yazık ki ülkelerin bir çoğu köleleştirildi. Aynısı ülkemiz içinde geçerli. Ne yazık ki, ülkemizdeki doğal kaynakları, doğru kullanamadığımız için, mağdur olduğumuz enderdik bitkilerimiz var. Trakya turum mantarı olarak, dünyanın en kaliteli mantarlarına sahip, ne yazık ki bunları doğru değerlendirmediğimiz için, yakıyoruz ve kömür elde ediyoruz. Ne yazık ki Haziran ve Eylül aylarında bunlar toplanıp, yurt dışına gönderiliyor. Kilosu yaklaşık olarak 2.500 Euro. Diğer konularda burası çok kıymetli olan ürünlere sahip bir bölge, nedir bunlar? İncir, eskiden burada incir ağaçları varmış. İpek böcekleri yetiştirilirmiş. Dut ağaçları varmış. Üzüm bağları varmış. Ve bu üzüm bağlarından elde edilen üzümler ve yapılan içecekler, Osmanlı döneminde çok kıymetliymiş. Biz ne yaptık kestik, attık.
MARŞAL YARDIMIYLA ZEYTİN AĞAÇLARINI SÖKÜP SÖKÜP AVRUPA’YA GÖTÜRDÜLER
Marşal yardımlarıyla zeytin ağaçlarımızı söküp, söküp Avrupa’ya götürdüler. Ve bize cam ağaçları verdiler. Gördüğünüz gibi, tarımda doğru hareket yapılmadığı için, ne yazık ki bir çok şeye gebe kaldık. Hayvancılıkta öyle, hayvanlarımızı doğru besleyemediğimiz, doğru kolektif olamadığımız, ayriyeten doğru hayvanı yetiştiremediğimiz için, ne yazık ki, hayvancılıkta da başarılı olamadık. Biz on bir iş adamı arkadaşımla bir karar verdik. Biz bir buçuk yıl boyunca iştirakler yaptık. Kendi aramızda biz bunu nasıl düzenleyebiliriz diye, görüşmeler yaptık. Şuna karar verdik. Biz öncülük yaparsak, biz tohum üzerine su serpersek, inanıyoruz ki ülkemizde bir çok bizim gibi başarılı iş adamı ve yatırımcılar örnek olacaktır ,öncülük edecektir. Gelelim Silivri’mize, İstanbul’u besleyebilecek topraklara sahibiz. Ne yazık ki, burada da bir hatamız var. Her toprak sahibi, ya topraklarını parçalayarak satıyor. Yada doğru yatırım işletme sahibi olmadığı için, buğdayında veya arpasında, veya ay çiçeğinde hep kaybediyor. Peki bizim ne yapmamız gerekiyor. İstanbul 17 milyon, eğer biz İstanbul’u besleyebilecek teknolojiyi İstanbul’a getirirsek, Antalya’daki yatırımcı 0.18 kuruş buraya getirdiği ürünü, 4 veya 5 TL’ye almak zorunda kalmayacağız. Biz burada bu ürünleri kendimiz üretip satmaya başlarsak, kolektifler oluşturursak, İstanbul’un çeşitli yerlerinde dükkanlar açıp, kendi ürünlerimizi o tarafta pazarlamaya başlarsak, inanıyorum ki İstanbul’un eksikliklerini, Silivri karşılayacaktır. Sadece Silivri için geçerli değil, İstanbul geneline yayabiliriz. Şehirlere yayabiliriz. Dört ülke bizden temsilcilikler istemektedir.
Yönetim kurulunda bulunan arkadaşlarımız;
Başkan yardımcım ;Hüseyin Yetiş, Sayman Yaşar Dülgeroğlu, Genel sekreterimiz Özkan Ay, Basın Danışmanımız Yavuz Kaynarca, Yönetim kurulu üyelerimiz Oktay Saparca, Faruk Aydoğdu, Koray Sagra, Ahmet Aydar, ve Erciyes Üniversitesi Prf. Dr. Zafer Gönülalan ile birlikte biz on bir kişi bu işe baş koyduk. Allah izin verirse, Silivri’de başarılı olmak için, elimizden geleni yapmak için çalışacağız dedi. Slayt gösteriminin ardından Toygar soruları cevapladı.